18 Eylül 2013 Çarşamba

Jog Attım :)


   My Asics programına en sonunda başlayabildim. Düğünler, dernekler derken birtürlü fırsatım olmamıştı. Bu arada hedefimi onlarca kez değiştirdim ve en sonunda 02 Mart Runtalya koşusunda maraton koşmaya karar verdim, hadi hayırlısı :) Program bana yapmam gereken koşuları söylüyor ama ben bazen bunun dışına çıkacağım. Çünkü, genelde bir programa uyan bir insan değilimdir. Hem bir çok aktivite var koşuyla alakalı onlarıda takip etmek ve yarışmak istiyorum.
   Programa göre ilk iki antrenmanım jog atmak yani jogging :) Jog yürümeyle koşma arasında bir antrenman, yani aslında biraz dinlenme ya da biraz ısınma gibi birşey(saçmaladım biraz :p). Daha önceden jogging deselerdi yavaş koşanlar için bir antrenman türü derdim veya eğlence için. Meğer öyle değilmiş. Aynı siteden aldığım bilgiye göre yavaş koşmakta ayrı bir antrenmanmış. Yani yavaş koşarken hızlı koşarkenden farklı kaslar çalışıyor. Bunları çalıştırmamız gerekiyor çünkü çalıştırmazsak yavaş koşmamız gereken yerlerde koşamayız direk yürümeye başlarız. Gerçekten benimde başıma geldi. Daha önce iyi bir tempoda koşarken yoruldum ve yavaşlamak istedim dinlenmek için. Ancak yavaşlamakta beni dinlendirmedi, yormaya devam etti ve koşmayı bıraktım, yürüdüm. Sonuç olarak jog atmanın önemini anlamış oldum. Bundan sonra antrenman programlarına mutlaka koyacağım.

   Bugün hafif tempoda koşacağım için sahile inmeden direk evimin önünden başladım. Hem sahile doğru bir eğim olduğundan inişte ve çıkışta eğimli koşmaya alışırım diye düşündüm. İnerken ve çıkarken hiç zorlanmadım. Hatta bu sefer koşarken farklı şeyler düşünmeye başladım. Müziği daha iyi dinliyordum yani yorulduğum hissi devamlı beynimde dönmüyordu. Sanırım jogging in böyle de bir getirisi var. Kendinize güvenmenizi sağlıyor. Bende oldu gerçektende :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder